GECENİN KALBİ KÖŞE YAZILARI #4
Bilginin, bir de ahlakının ve şuurunun olması gerek...
Aslında ilim nedir? sorusunun cevabını iyi okumak gerektiğini düşünüyorum...
Öncelikli olarak, tüm insanlığın bela ve musibetlerden
kurtulmasını ve yaratan Allah’ımızın yüceliğini ve affediciliğini anlayarak yeni ve temiz bir yola girmesini niyaz ederek
sözlerime başlamak istiyorum...
Bir arkadaşım Dostoyevski’nin bir sözünü paylaşımımdan sonra bana özeleştiride bulundu ve aşağıdaki diyalog
yaşandı, ben de izin alarak paylaştım ve bu köşe yazısı çıktı...
Şehir yönetiminde imam hatiplerin görev alması gerekmektedir
Günümüz dünyasında, özellikle; yöneticilerimiz, her nedense kendi yanlarında, kendilerinden daha akıllı insan istemiyorlar.
Bu belediye seçimlerinde gönüllere girebilen, gönül
adamlarını bulmak gerekir.
Bugün günlerden Cuma... Aksu otobüsü... Yolculuk; Kahramanmaraş’tan İstanbul’a... İMH’nin besmele programına
davetliyiz...
Yaşadığımız diyarda tek problem sevmek ve sevebilmek
problemi...
İstanbul her zaman bana heyecan katmıştır...
İstanbul’a her geldiğimde tarih canlanıyor gözümde...
Samimiyet ve ihlas her amelin başlangıcı ve de sonucudur...
Müslümanın bir şahsiyeti, bir duruşu ve bir istikameti
vardır...
‘’Piyasa dini, çağdaş putperestliğin en azgın biçimidir.’’
İsmet Özel
Bugün, İMH bölge başkanı Cengiz Aslan’la Özbekistan
seyahatı sonrasındaki sohbetimizde, can alıcı tesbitlerde bulundu ve şu cümleleri söyledi; “Biz İslam’ı dillerimizde konuşuyoruz, Özbekistanlılar az biliyor ama bildiklerini yaşıyorlar”
Gecesi olmayanın gündüzü olmaz demiş büyüklerimiz...
Gecesi abad olmayanın gündüzü berbat olur.
Necip Fazıl Kısakürek üstadımız nakşetmiş; “Elalem uğraşıyor, fethetmeye Merih’i, biz ise cebimizde kaybettik güneş
dolu tarihi” Ben de dalmışım uzaklara...
Kahramanmaraş; hürriyet ve istiklalin mekanı, vücut
bulmuş hali…
Yaşamın bilincine sahip olmayanlar, yaşamın ızdırabı ile
baş başa kalmak zorundadır.
“Öyleyse sen, emrolunduğun gibi dosdoğru hareket et. Beraberindeki tevbe edenler de. Aşırı gitmeyin. Çünkü O, yaptıklarınızı görür.” (Hud süresi/112)
Maraş İstiklal mücadelesinin muhtevası çok önemlidir...
Eğer Maraşlı gününü gün etseydi, statükoya teslim olsaydı, makamlarına gömülüp yok olsalardı; bugün bu vatanda
yaşayamazdık..
“Kim zenginliğinden dolayı bir zengine hürmet ve tevazuda bulunursa dininin üçte ikisi gitmiştir.” Hz. Muhammed (a.s)
Makamlar ve mevkiler bu milletin emanetidir...
Yöneticilik, gerçekten sorumluluk isteyen bir iştir.
Hazreti Ömer devlet başkanı olduğu zaman, sorumluluğun ağırlığından beli bükülmüştür
“Gönüller sözlerle değil
Hallerle feth olunur”
Sözü hep benim hayatımın ölçüsü ve fikrimin öncüsü olmuştur.
“Taş taş değildir, bağrındır taş senin
Nereni nasıl yaksın, söyle bu ateş senin”
Hz. Peygamber (s.a.v) gelecekte kendisine inananların
içine düşeceği korkulu bir durumdan haber verir. Hz. Sevban
(ra. anh) anlatıyor:
İmam hatip okullarında ve diğer okullarda gençlik davet
bekliyor...
Anlamıyorum...
İnsanlar neden mücadeleyi fikir ve düşünceyle yapmaz...
Fikir ve düşüncede tükenenler, saldırmayı tercih ediyorlar genelde...
Yeryüzünün gerçek fatihleri kalpleri kazananlardır.
Asrı saadet Müslümanlığına, yani sahabenin yaşadığı İslam’a dönüş için İzzet ve hikmeti yakalamalıyız...
Bir daha söylüyorum... Sen değişirsen dünya değişir...
Okumazsan, Düşünmezsen, Üretmezsen, Onlar mizansenleri kurarlar
“Müminin firasetinden korkunuz,
Çünkü mümin Allah’ın nuruyla bakar.” (Hadis.)
Saat: 24:00 ve Taif’e inmek üzereyiz...
Resulullah (a.s)’ın bir umutla geldiği şehir...